Ses, hece ve sözcüklerin tekrarı, uzatılması ya da konuşmanın bazen duraklamalar şeklinde olduğu konuşma bozukluğudur. Bozukluğun şiddeti çocuğun içinde bulunduğu stres miktarına bağlı olarak değişir. Korku ve endişe yaratan durunlar, konuşulan kişiden çekinme, sınav kaygısı çocuğun konuşmasındaki bozukluğu artırır.
Ağır vakalarda konuşma bozukluklarına beden devinimleri de eşlik eder. Örneğin göz kıpma, ayağını yere veya masaya vurma, başını sağ sola sallama ,dudakların aşırı gerilmesi gibi.
Rahatsızlık genellikle 2-7 yaşları arasında başlar Erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha çok görülür.2-3-5 yaşlarında görülen kekemelik genellikle geçicidir. Tedavi gerektirmez Ailenin uygun sosyal yaklaşımı sağlandığında kendiliğinden geçer. Bu yaşlarda görülen kekemelikte çocukla değil aile ile çalışarak ailenin çocuğa uygun sosyal yaklaşımını sağlamak en önemli, şeydir.
Genel olarak 6-7 yaşından sonra başlayan kekemelik kronik bir seyir izler.Zaman zaman geçer.Örneğin 6 ay gibi bir süre çocukta görülmez. Ancak tekrar başlayabilir.
KEKEMELİĞİN NEDENLERİ
Neden tam olarak bilinememekle beraber çoklu sebeplerin iş başında olduğu kabul edilmektedir.Bu konuda yapılan araştırmalarda ailesel genetik yatkınlık genellikle kabul edilmektedir. Ayrıca bu çocukların ailelerinde nevroza sık rastlandığı kaydedilmektedir. Yine bu araştırmalarda ailelerin sıkı eğitim ve disiplin uygulamaya eğilimli katı disiplin kuralları uygulayan ve çocuktan yaşının ve gelişimsel seviyesinin üstünde beklenti içinde oldukları şeklinde bulgular mevcuttur.
KEKEMELİĞİN ÇÖZÜMÜ
Tedavide vakanın spesifik özelliğine göre konuşma terapisi,aile terapisi, aile danışmanlığı yaklaşımlardan biri veya bir kaçı eş zamanlı olarak kullanılmaktadır.
Tedavide temel ilke çocuğun olduğu gibi kabul edilmesidir. Çocuğun düzgün konuşmak için zorlanmaması en önemli ilkedir.
Çocuk ailesi kardeşleri öğretmeni ve terapisti tarafından sabırla dinlenmeli , konuşması hiçbir şekilde kesilmemeli ve çocuk konuşurken ağzına değil gözlerine bakılmalıdır.
2-3-5 yaşlarında görülen geçici kekemelikte çocuk kekemeliğinin farkında değildir. Çocuğun çevresinde bulunan ebeveyni, öğretmen terapist kesinlikle çocuğun bunu fark etmesini sağlayacak bir girişimde bulunmamalıdır. Aksi halde geçici olan kekemelik kalıcı hale gelebilir. Bunun yerine çocuk konuşurken gözlerinin içine bakılarak sabırla dinlenmeli sözü kesilmemelidir. Kesinlikle düzgün konuşması için uyarılmamalıdır.
2-5 yaşları arasında görülen geçici kekemelikte alınacak önlemlerden biride özellikle çocuğun iyi yaptığı şeylere ailenin ve çocuğun odaklanmasını sağlamaktır Bu yaklaşım çocuğun sarsılan kendine güvenini kazanmasına yardımcı olur. Bu yaşlardaki çocuklar bedenleri ile çok ilgilidirler Bedenlerini kullanarak yapabildikleri faaliyetleri böbürlenerek sergilemekten haz duyarlar.
Çocuğun bu gelişimsel özelliklerinden faydalanılarak geçici kekemelik görülen çocuklara evin içinde çizilen bir düz çizgi ve/ya evin içinde çizilen bir daire etrafında tam çizgi üzerinde yürümesi,tek ayak üzerinde durma, saklambaç oyunu,çocuk parkında çocuğun elinden tutularak çıkıntıların üzerinde yürütülmesi, belli jimnastik hareketlerinin yaptırılması özellikle faydalıdır. Bu sayede çocuk konuşma yetersizliğini başka bir bedensel yetisi ile kompanse etme olanağını bulur ve öz güveni gelişir. En önemlisi de çocuğun dikkati yapamadığı bir şeyden iyi yaptığı bir şeye yönlendirilerek duydu durumu ve kendini algılama biçimi olumsuzdan olumluya çevrilmiş olur.
Diğer taraftan aile ile de çalışılarak sağlıklı ebeveyn- çocuk ilişkisinin oluşmasına zemin hazırlamalı ve ailenin çocuktan beklentileri çocuğun gelişimsel seviyesine uygun bir çizgiye çekilmelidir. Ailenin aşırı kuralcı katı çocuk yetiştirme standartları yumuşatılmaya çalışılmalıdır.
Çocukla yürütülen konuşma terapisi, küçük çocuklarda oyun terapisi daha büyük çocuklarda ise karşılıklı diyalog yolu ile yürütülür Kekemeliğin tedavisinde hem çocuğun kekemeliğini hafiflemesi ve giderek yok olması hem de çocuğun öz güvenin korunması ve geliştirilmesi esas hedeftir Çünkü kekemelik çocuğun okul, akran ve aile ilişkilerinin olumsuz yönde etkileyerek çocuğa atı bir yük bindirir.
Kekemeliğin tedavisinde kıymetli kuralardan bir de bu çocukların olumlu özeliklerini iyi yapabildikleri becerileri ön plana çıkararak bunları çocuğun tedavisinde bir kaldıraç olarak kullanmaktır. Bu sayede çocuğun karamsarlığının giderek hafiflemesinin önü açılmış olur. Konuşma terapisinde bir dizi özel teknik kullanılmakla berber (bu yazıda bu tekniklere yer verilmemiştir) esas vurgu terapisttin çocukla iyi bir tedavi ilişkisi kurarak çocuğun konuşma kaygısının giderilmesi yönünde elinden gelen gayreti göstermesi yönünde olmalıdır.
Shu. Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Danışmanı & Cinsel Danışman