Hipnoz

       Kendiliğinden oluşan doğal bir zihin durumu olan hipnoz insanlık tarihi kadar eskidir. Biz farkında olsak da olmasak da kabul etsek de etmesek de günlük hayatın akışı içinde bu zihin durumunu hep yaşarız. Örneğin bir sevdiğimiz bir filmi izlerken bizi çağıran birini duymayabiliriz. Televizyon reklam sektörü bu hipnoz durumunu çok kullanır. Kısacası hipnoz trans ve telkinin bir arada olduğu farklı odaklanmış bir bilinç halidir.
      Trans dikkatin bir noktaya toplanarak beynin dışarıdan gelen uyarılara kapatılması ya da bu uyarıcıların etkisinin minimuma indirilmesidir. Trans halindeyken dikkatimizi yoğunlaştırdığımız şey dışındaki uyarıları fark edemeyiz. Trans hayatımızın her alanında her an vardır. Örneğin; dans ederken, aşık olduğumuz sevgili ile birlikteyken, sevdiğimiz bir diziyi izlerken, beğendiğimiz bir romanı okurken… Trans durumundayken insan vaktinin nasıl geçtiğini anlamaz.
      Trans hali beynin dinlenme halidir. Dolayısıyla kişinin hem gevşediği hem dinlendiği hem de mutlu olduğu zaman dilimidir.
      Telkinde doğumdan ölüme kadar hep var olan bir durumdur.
İlk ve en önemli telkinlerimizi -hayatımızı yönlendirecek telkinlerimizi- içinde büyüdüğümüz aileden alırız. En çok da anne ve babadan.
Teklin yaşayarak ve tecrübe ederek öğrenmek dışında en etkili öğrenme biçimidir. İnsan her zaman telkine açıktır. Ancak trans halinde verilen telkinler daima olumlu mesaj içermeli, dikkatin odaklandığı bir anda verilmelidir. Aslında telkinler binlerce yıllık yaşam deneyimlerinden damıtılan sözlerdir. Sosyal ilişkilerimizde her an az ya da çok telkin vardır.
      Kısacası hipnoz kişinin konsantrasyon ve dikkatinin yoğunlaştırıldığı uyku ile uyanıklık arasında bir bilinç halidir. Sanıldığı gibi uyku hali değildir. 
       Hipnoz ile önce kişinin zihni rahatlatılır. Bütün vücudu gevşetilir. Hipnozun en önemli özelliği kişinin dirençlerinin ortadan kalkarak kişinin değişime ve gelişime açık hale gelmesidir. Kişi bu şekilde telkinlere açıktır ve bundan en iyi şekilde faydalanılır.
Hipnozun ikinci önemli özelliği hipnoz sırasında bilinç dışının açık olması ve telkinlerin direkt olmasıdır. Ancak kişinin bilinçli zihni de açıktır ama dinlenme halindedir. Dolayısıyla verilen telkinlerden haberdardır. Sanıldığı gibi transtaki kişi uyku halinde değildir; tam tersine söylenenleri ve etrafında olup biten her şeyi duyar, anlar ve her şeyin farkındadır. İnsanlar hipnozdan genellikle korkarlar ve hipnoza olumsuz bakarlar. Bunun sebebi hipnoz sırasında tamamen bilinç dışına inileceği ve kontrolü kaybedecekleri korkusudur. Ancak bu doğru değildir, hipnozda kontrol kişinin elindedir. İstemediği bir şeyi paylaşmayabilir, istemediği telkini almayabilir. Kısacası hipnoz sırasında farkındalık aynen devam eder.
      Hipnoz hakkında insanların ikinci bir korkusu da hipnozdan çıkamamadır. Hipnozda böyle bir sorun kesinlikle mümkün değildir. Kişi istediği her an hipnozu kesebilir. Bir uyku hali değil trans durumudur. Trans ise bilincin başka bir boyutu olan fenomene odaklanma durumudur.
      Hipnoz le ilgili bir diğer bir önemli konu ise kişinin hipnotize edilmesinin tedavi edilmesi anlamına gelmediğidir. Kişinin hipnoza sokulması sadece bir başlangıç olup esas mesele kişinin sorununa yönelik hipnoterapiyi uygulamaktır. Hipnozun tedavi amaçlı kullanılmasına hipnoterapi denir. Hipnoterapi terapi süresinse kullanılan yöntemlerden biridir.
      Kurumumuzda hipnoz uygulanmadan önce danışandan problemleri, problemlerinin nedenselliği ve doğası konusunda ayrıntılı bilgi alınır. Daha sonra uygun görüldüğünde hipnoterapiden yararlanılır. Hipnoterapide amaç danışanın kurtulmak istediği sorunu daha hızlı bir şekilde geride bırakmasıdır.

HİPNOTERAPİNİN KULLANILDIĞI ALANLAR:
-Cinsel işlev bozukluğu
-Çocukta davranış bozuklukları
-Sınav stresi
-Obezite (zayıflama)
-Kekemelik
-Travma
-Cinsel travma
-Motivasyon
-Sosyal fobi
-Korku ve fobiler
-Özgüven
-Kaygı bozukluğu
-Alt ıslatma
-Başaramama korkusu
-Öfke patlamaları
-Depresyon
-Alkol ve madde bağımlılığı

Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik  Terapisti & Cinsel  Terapist